1 Mart 2011 Salı

O diil de #4 - Yunanistan

Yunanistan gezisiyle ilgili kısa kısa notları da bir derleyip toplayayım dedim, gitmek isteyenler için yol gösterici olur hem.

- Yunan alfabesi ilk bakışta karmaşık gözükse de mühendislik okuyanlar için çözmesi gayet kolay bir alfabe. Mühendislikte (bilhassa inşaatta) sık sık kullandığımız ve söylenişleri Ro, Alfa, Sigma, Beta, Mü, Nü, Lamda, Delta, Kappa, Pi, To, Gama, Omega, Theta, Epsilon (liste daha gider) olan semboller, isimlerini söylerken kullandığımız ilk harfe tekabul ediyor. Yani Ro'nun sembolü (p'ye benzer) Yunan alfabesinde R harfi, Delta'nın sembolü olan üçgen D harfi, ters bir y'yi andıran Lamda sembolü L harfi, vs diye gidiyor. Başka bir deyişle adamlar bütün alfabelerini matematiğin ve mühendisliğin içine sokmayı başarmışlar, helal olsun demek lazım. Mühendislikte bağ kuramadığım harfler de var, Y diye yazdıkları şeyi "U" diye okuyorlar. Mesela Türkiye büyük harfle TOYPKIA (Tourkia) diye yazılıyor. H diye yazdıklarını da "İ" diye okuyorlar. Normal İ de var ama, H'la farkını çözemedim. Kelime başında, ortasında ve sonuna olmak üzere üç ayrı Sigma var. Kelime başındaysa matematikteki toplama sembolü gibi, ortasındaysa inşaat mühendisliğinde kullandığımız gerilme sembolü gibi, kelime sonundaysa ise ç gibi bir şey yapıyorlar diyerek iyice kafa karıştırayım.

- Atina'ya hiç gitmedim ama Selanik ve Kavala gerçekten çok güzel şehirler. Selanik için kafadan iki günü, Kavala için bir yarım günü gözden çıkartmak lazım. Bilhassa Selanik sahil şeridi İzmir'deki Kordonboyu'nun aynısı. Gidişte ve dönüşte otobüsümüz İskeçe (Xhanti), Gümülcine (Komotini) ve Dedeağaç (Alexandrapoulos)'a uğradı, buralar da görüntü itibariyle güzel şehirlere benziyorlar, gidip görürsek daha detaylı yazabiliriz. Adaları falan da hesaba katarsak özetle güzel ve gidilip görülünesi bir ülke Yunanistan.

- Yunanistan halkında mutlaka bizde olduğu gibi bir insanı sırf başka bir ülkede doğduğu için sevmeyecek olan sağlam bir kitle vardır. Hatta bizdekinden daha fazla olabilir, neticede adamları yüzyıllar boyu yaşadıkları topraklar ve şehirlerden yollamışız resmen. İstanbul gibi yeri ben kaybetsem kırmızıyla beyazı yanyana görmeye tahammülüm olmazdı heralde. Buna rağmen en azından benim tanışıp muhabbet ettiğim ve Türk olduğumu söylediğim herkes bana inanılmaz bir samimiyet ve sıcaklık içerisinde davrandı. Bilhassa yaşlı insanların, Türk olduğunuzu duyunca yüzlerinde oluşan ifade çok şeyi anlatıyor. Özlem, hüzün, mutluluk, ne ararsanız var.

- Yunan kızları malesef Türk kızlarına göre güzellikte bir adım öndeler. Türkiye'de çana CC verirsek, Yunanistan'da (en azından Selanik'te) çana BB düşüyor. Zaten düşündüğünüz zaman burada da güzel bir kız görünce "göçmen mi acaba" diye düşünüyoruz ya, o göçmenlerin ana yurdu orası işte. Ayrıca kanımca dünyanın en güzel insan ırkını barındıran Bosna Hersek-Sırbistan-Makedonya gibi ülkelere fiziksel olarak bizden daha yakın olmaları gen havuzunu bir nebze daha güzelleştiriyor. Huylarını bilemeyeceğim ama, tabi günün birinde şöyle detaylı bir Yunan kızları raporu yazabilecek birikime sahip oluruz inşallah !

- Yunanistan'da kredi kartı olayı ciddi bir sorun. Bir çok yerde kredi kartı geçmiyor, ve bu benim gibi nakit taşmayı pek sevmeyen bir insan için büyük sıkıntı doğurdu. Hostele, yemek yediğim neredeyse her yere, atkı aldığım dükkana vb bir çok yere nakit ödemek zorunda kaldım. Üstelik döviz bürosu bulmak çin işkencesi, koskoca Selanik'te bir veya iki tane görebildim. Onlar da saat 4'te kapatınca son gün dımdızlak ortada kalıp, akşam yemeğini Paok stadında 1€'ya satılan leblebi-fındık ikilisiyle geçirmek zorunda kaldım.

- Yunanistan'a gitmeyi düşünen varsa mutlaka oradan kontörlü bir hat alsın kendine. Cosmote, Wind, Q yazan gördüğünüz herhangi bir dükkana girip derdinizi anlatın, pasaportunuzun yanınızda olması yetiyor. 3 gün boyunca Türkiye ve Yunanistan içi bir çok görüşmeyi hattı alırken verdiğim 3€'luk ücret dahilinde gerçekleştirebildim. Hatta son gün daha sınırı geçmeden milleti taciz etmek ve kontörlerimi bitirmek için Yunan hattıyla Türkiye'de ne kadar arkadaşım varsa abuk subuk mesajlar attım (cevap veren olmadı ne yazık ki) ama yine de bitmedi kontörlerim. Hayatımda harcadığım en bereketli 3€'ydu.

- İpsala sınır kapısından Yunanistan'ın en batı noktası olan Igoumenitsa'ya kadar Avrupa Birliği projeleri kapsamında muazzam bir otoyol inşaa etmişler, ismi Egnatia Odos. Bu güzergahı çok küçükken ailecek bir kez daha yapmıştık, o zamanki virajlı dağ yollarında helak olduğumuzu gayet net hatırlıyorum. Dağları delmişler, viyadükleri döşemişler, nefis bir yol yapmışlar. Igoumenitsa'nın önemi, İtalya'ya kalkan feribotların bulunduğu liman olması. Benim gibi uçağa binemeyen bünyeler için kendi arabasıyla sabah İstanbul'dan yola çıkıp akşam Igoumenitsa'da (yaklaşık 1000 km) ve dolaysıyla bir ertesi sabah Italya'da olmak mümkün. Yapılır mı, neden olmasın !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder