Futbolun keyfinin karşılıklı hatalardan beslendiğiyle ilgili daha evvel bir şeyler söylemiştim. Gelelim sahadaki herkes hata yaparken, hata yapmaması gereken adamlara.

İdeal futbolda hakeme gerek kalmayacağından bahsetmiştim. Ama ideal futbolun gerçekle ilişkisi olmadığı da ortada. O yüzden de hakemler, bu oyunun en önemli aktörleri arasındaki yerlerini koruyorlar. Ve elbette onlar da hata yapıyorlar. Onların hataları da oyunun iyi veya kötü birer parçası ve sonucu şekillendiren etmenlerden biri de bu hatalardan gelen kararlar. Elbette ki hakemlerin daima doğru kararı vermesi her futbolseverin dileği. Ancak sahada her an hata yapmaya müsait diğer 22 kişi gibi onlar da birer insan ve onlarda da aynı hata yapabilme özelliği mevcut. Yine de en az hata yapması gereken taraf onlar kanımca. Zira onların 105x68 m boyutlarındaki çim sahada bulunmalarının tek amacı, yapılan hataları, hatasız bir şekilde tespit etmek (vay vay vay lafa bak).


Buradan "hakem hataları da futbolun bir parçası" diyenleri de ayrıca anmak isterim ki bence futbola yapılan en büyük hakaretlerden biri de bu. Çünkü, hakem hatalarının oyunun kalitesini ve de seyir zevkini önemli ölçüde düşürdüğü kanaatindeyim. Bu yüzden de hatalara dayalı oyunda, hakem hatalarını düşürmeye yönelik tüm gelişmeler desteklenmeli.
Bir takım taraftarından önce bir futbolsever olarak da şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirm ki, hakem hataları desteklediğim takım lehine olsa dahi karşıyım. Zannedersem çoğu futbolsever de bu görüşü paylaşacaktır. Neticede hakkınız olmayan bir şeyi, üçüncü bir şahsın yardımıyla elde etmiş veya hakettiğinizi kaybetmiş oluyorsunuz. Oysa ki bu oyunun, dış etkenler olmadan, sadece karşılaşan iki taraf arasında geçmesi en güzeli ya, neyse...

Bir de böylesi var tabii. Ana Paula.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder