26 Ocak 2011 Çarşamba

Yönetim nihayet çatırdadı

Galatasaray yönetim kurulunda uzun zamandır beklenen gelişme oldu ve nihayet bir çatırdama yaşandı. Böylece Adnan Polat'ın uzun zamandır çizmeye çalıştığı güçlü yönetim, istikrar, vb yalanlar tablosunun son maskesi de düşmüş oldu. Evet, uzun zamandır dört gözle bunu bekliyordum çünkü yolunda gitmeyen çok fazla iş var. Kimisi yönetimde istikrardan, ne olursa olsun devam edilmesinden yana ama ben bu yönetimin kaldığı her gün Galatasaray'a ciddi şekilde zarar verdiğini düşünüyorum. Gitsinler de nasıl giderlerse gitsinler, ama bir an evvel gitsinler. Zararın neresinden dönülse kâr.

Bu saatten sonra yönetimin ayakta kalması çok zor gözüküyor. Klüp içinde bir imza kampanyası başlatıldı, bu beklenen ilgiyi görmezse bile mart ayındaki mali kongrede yönetim ibra edilmememe ihtimali mevcut. Bu durumda yanlış bilmiyorsam çok kısa sürede direkt seçime gidilme durumu var. Eğer yönetim ibra edilmezse bu bir ilk olacak bunu da notlarımıza düşelim.

Bugün Vatan gazetesi, Ali Dürüst'ün başkanlık için adaylığını koyacağını söylediğini yazıyor. Eğer Mehmet Helvacı da adaylığını koyarsa, olası bir erken seçimde başkanlık ikisinin arasında gider diye düşünüyorum. Adnan Polat şu anki durumda 50-60 oyu geçerse yine de büyük skandal olur benim gözümde. Açıkçası Mehmet Helvacı'yı pek samimi bulmuyorum. Bu yönetimin içinde bugüne kadar durmuş olması iyi bir gösterge değil. Daha önceki bir çok açıklamasının altında kendi şovunu yapmak, ve ileride olası bir başkanlığa zemin hazırlamak düşüncesinin yattığını düşünüyorum. Ali Dürüst ise bu arenadan çok uzak kaldı, ama şu andaki durumda en iyi ihtimal o olarak gözüküyor. Keşke Hayri Kozak falan başkan adayı olsa, ama ikinci planda kalmayı tercih edeceğini düşünüyorum. Başkan kim olur bilemem, ama umarım yönetimde Orhan Yüzen, Haldun Üstünel veya Jerfi Fıratlı tarzında taraftarın içinden çıkmış ve taraftarın dilinden anlayan bir isim olur.

Kim olursa olsun, sportif maddi başarıyı falan geçtim, Galatasaray'ın değerlerine sahip çıkan bir başkan ve yönetim kurulu olsun. 20 milyon taraftarı temsil ettiğini, Türkiye'deki en büyük iki camiadan (hatta güçten) birinin başında oturduğunu, hiç bir siyasi güçten güçsüz olmadığını bilsin. Bugüne kadar hep alaylı olarak liselerin çoğunluğunun sadece "lise" kaygısı olduğunu, Galatasaray'ın hep onlar için ikinci planda olduğunu düşündüm. Bu fikrimin değiştiğini söyleyemem, fakat şu geldiğimiz nokta itibariyle liseyi birinci, Galatasaray'ı ikinci planda tutacak bir başkanı; kendi g.tünü kurtarmak için Galatasaray'ı ayaklar altına almaya razı, "aman işlerim bozulmasın" kaygısıyla yalamadık siyasetçi bırakmayan bir başkan müsvettesine binlerce kez tercih ederim.

Evet, sen busun. Ama doğru, ben Galatasaray'lı değilim, değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder